29 Eylül 2009 Salı

Balıklar,kompostalar,keyifler.... süpperr




Çanakkale'nin bide taze balık olayı süpper.hatta taze ötesi canlı canlı getiriyor deden sağolsun.sende severek yiyorsun,gerçi bu aralar pek yemiyorsun ama:( inş. en kısa zamanda başlarsın tekrar. baban en çok bu tatilimizde balık tutmaya çalıştı her gidişinde hüsran oldu .

bi'keresinde tutmuş ama yanında kova olmadığı için kediye kaptırmış:) gül gül öldüm ya sen günlerce uğraş sonra küçük bi' balık tut onu da kediye kaptır. ama yinede yılmadı veee sonunda mutlu son bir kefal ve bir karagöz tuttu.birgün yine babanla denize gitmiştin yüzmeye, tabi baban yine kurmuş tezgahı (oltaları) sende tutturmuşsun ben çekicem oltayı diye baban yok olmaz diyene kadar çekmişsin ve ucunda balık.ilk balığını tutmuşsun canım benim.keşke yanında olabilsydim kameraya çekerdim sizi :( bi geldiniz kovada üç tane küçük balık hemen resminizi çektim maşaallah hiç korkmadın canlı canlı tuttun balığı. cesur kızım benim :)




bu arada tatilimiz ramazan ayının ilk onbeş gününe denk geldi bu yüzden pazarda ne kadar meyve görsek aldık özellikle benim canım çok çekti.tabi hepsini yemeye vakit bulamadık biz de komposta yapalım dedik. ortaya da böyle güzel görüntü çıktı. renk çümbüşü...





tatil boyunca büyük halan hülya hala nağmıdeğer halatürk :) seninle hep ilgilendi her zaman ki gibi sağolsun canım ya:) bir insan bu kadar mı iyi olur öz halam gibi kendi torunu gibi ilgileniyor seninle her gidişimizde. çok sağol hala. öpüyoruz seni :)


çok kısmetlli ve şanslısın canım kızım inş. bütün hayatın boyunca hep böyle olur.hiç engel çıkmaz önüne:)
Deniz,kum,güneş...

daha öncede dediğim gibi bizden çok sana yaradı bu tatil. bu sene daha bi' çok sevdin denizi üşüyene kadar sudan çıkmadın.kollukarını da çok sevdin iyice yüzmeyi öğrendin tabi kolluklarla.derinde bile su üstünde durdun kurbağa gibi ayaklarını çırptın. bebeğim benim.keike geçen senelerde alsaydık kollukları:( kısmet...
kumla oynamakta çok hoşuna gidiyor.babanla beraber kale yapıyorsunuz.tıpmıkla tarla yapıyorsun.adına da tarla şeyi diyorsun:) birtanem benim.


Çanakkale'deyiz....

Kısa ama güzel bi'köy tatilinden sonra Çanakkale'ye vardık.Senin için çok güzel bi'yer bahçe,ağaçlar,tavuklar...özellikle kümesle çok ilgilisin;folluktan yumurta almak çok hoşuna gidiyor canım kızım benim:)


sen bahçeydi ,çimendi,denizdi diye vakit geçirirken biz de anneannle harıl harıl kış hazırlığı yapıyorduk.(bu arada ben de denize gittim ,eğlendim.zamanı iyi değerlendirdim.)biber patlıcan közledik,buzluluğa fasülye,bamya,biber... koyduk.salça ve domates suyu da yaptık.çok uğraşılı oluyor ama kışın da rahat rahat yaniyor.mis gibi.sebzeleri de hep pazardan özenle aldık.gerçekten ilaçsız sebzeleri seçtik .zaten orada herkes kendi yetiştirdiği sebze ve meyveleri pazara çıkarıyor. biz de sorarak aldık.sebzelerde yamuk yumuk, kurt delikleri olunca tatmin oluyorsun zaten .ilaçsız olduğu belli.diğerleri kendini belli ediyor.fabrikadan çıkma gibi bi'örnek.insanlar nasıl bu kadar rahat insan hayatıyla oynayabiliyor.kendi çocuklarıda yiyor ama o anda bunu düşünemiyor heralde:(

reçelde yaptık.inş. yersin mis gibi incir reçeli yaptık hemde incirler köyden en doğal yani:)hepsi senin için sen doğal ve sağlıklı beslen diye... reçeli yaparken resimlerini çektim. öyle güzel oldu ki tadı da görüntüsü de süpppperrr...




anneannen çok pimpirikli olduğu için biz incirlerin kabukları soyarak yaptık. aaaa dağılmadı mı diyenler olabilir ama görüldüğü gibi olmadı.akşamdan şekere yatırdık.sabah hepsini büyük bi' tencereye koyduk şekeri iyice eriyince incirleri zedelemeden tencereden çıkardık.(ezilmesinler diye) sonra iyice kaynattık kıvanını alana kadar.bu arada her incire bi kaşık şeker koyduk.annem şeker tadı olmasın diye çok şeker koymuyo.sonra incirleri tekrar tencereye koyduk biraz da limon suyuyla kaynadı sonra kavanozlara.miss gibi reçel için rahat bi şekilde ye.afiyet olsunn:)





bu arada incirlerin bi kısmını da kuruttum.çok güzel oldular.insan kendi eliyle yapınca bi de doğal olunca çok büyük bi' zevk alıyor. inş. en kısa zamanda bahçeli güzel bi' evimiz olur da sen de rahat rahat kendi evimizin bahçasinde oynarsın tatile gitmeyi beklemeden canım kızım ,bebeğim...

incir toplarken aralarda da kuşbunu ağacı vardı dayanamadım ondan da biraz topladım ve kuruttum.ıhlamura karıştırıp çay yapınca çok lezzetli oluyormuş. bu yaz biraz böyle kurutmalıklar ilgimi çekti .abartmışım hatta elma bile kututtum.inş. kışın bol bol çay yapıcam :)

inş. hayatımız da böyle renkli ve güzel geçer.seninde güzel kızım benim. bahtın hep açık olur inş. bebeğim...:)

24 Eylül 2009 Perşembe

Büyük babaannenin bahçesi...

Babaannenin bahçesinden bahsetmiştim.nasıl güzel olduğunu ,insanın içini açtığını.bu fidanı babanne dikmiş.meşe palamudu fidanı. (tohum olarak dikmiş) .insan isteyince her yaşta birşeyler üretebiliyor.yeterki isteyelim.her şeyin üstesinden gelebiliriz :)


çok güzel bi görüntü, resim gibi ya...başka bişey demeye gerek yok.(nar ağacı)


sarmaşığın güzelliğine diycek yok .müthiş ya.böyle güzel bi bahçe varken insan hiç istanbul'da kalmak istemiyor.ama malesef mecburuz:(



Eslem Ayşe'nin iştahı yine dorukta domates ve ekmeğe bayılıyorsun.ikisini bir arada bulunca hiç kaçırmadan götürdün:)canım kızım benim.böyle güzel bi bahçede kim olsa iştahı açılır heralde.


o kadar yoruldunki nasıl uyuduğunu bilmiyorsun bebeğim. babanda çok uykusuzdu kendinizi kaybettiniz uykusuzluktan canlarım ya:)


böyle güzel bi bahçeyi oluşturduğun için teşekkürler babanne.iyiki varsın şefika babaanne...

Tatil devam ederken;

Tatile gitmeyi her açıdan çok seviyorum.özellikle senin için. öyle iştahla yemek yiyosunki;tabi bunda açık havanın büyük bi'etkisi var .ama ne olursa olsun yiyorsunya nasıl rahat ediyo içim .köyde bol bol köy susamı yedin kahvaltıda.vişne reçeli ve ekmek favorin oldu.canım kızım benim .



tabi reçel de ev yapımıydı.elimden geldiği kadar yediklerine dikkat etmeye çalışıyorum. ev yapımı yiyecekler yedirmeyi tercih ediyorum. başka türlü içim rahat etmiyor çünkü.


köye geri dönelim biz.köyde bide çeltik tarlaları var yeni ekildiği zaman gölet gibi bi' görünyü oluyor biraz daha büyüdüklerinde de yemyeşil bi görüntü oluyor bayılıyorum bu görüntüye süpperr ya....(arabayla geçerken ancak bu kadar çekebildim.)

deniz kenarında bir poz.babanla beraber böyle resimler çekmek çok güzel oluyor canım kızım.

bunlarda babanın halası ve dayısı. yani büyük hala ve büyük dayı .onlarda köyde yaşıyorlar köye gidince onlarıda ziyeret ediyoruz. bu arada babanın dayısıyla halası evli. biraz ilginç ama güzel. çünkü onlara gidince çok rahat oluyor iki taraftan da akraba oluyolar ya ondan.Hamiyet hala ve Bilal dayı...onlarında bahçeleri çok güzel hele bi armutları var tadından yenmiyo ,o kadar güzel işte. elma ,erik,şeftali ağaçlarıda var ve bir sürü çiçekleri.(masadaki eriklerde bahçeden:) köy çok güzel ,iyiki var.çok şükür.

14 Eylül 2009 Pazartesi

Tatile giderken...
Babanın işlerinden dolayı yaz sonuna doğru tatile gitmemiz gerekti ama yinede çok güzeldi hatta süpperdi diyebilirim:)önce babanın köyü olan Edirne Enez Sultaniçe köyüne gittik.sabah erkenden yola çıktığımız için uyuyordun o yüzden rahat bi yolculuk oldu:)Şeker dedende bizimleydi.zaten dedeni bırakmak için uğradık köye.mola verdik markete gitmek için sen uyurken,ben önden geldim uyanmışta ağlıyosundur diye ne göreyim dedenle sohbet ediyorsun,şaşırdım doğrusu...anladım ki büyümüşsün artık.çünkü bensiz bi'saniye hatta bi'salise bile duramayan,uykudan uyanınca babanı bile tanımayan sen dedenle konuşuyodun hem de hiç ağlamadan...


aferim sana akıllı kızım benim:)


yavaş yavaş köye yaklaşıyorduk.şeker dedenle yolculuk yaparken belli yerlerde söylediğimiz şarkılar ve espiriler var. hatta dedenle babaannen yokken bile babanla ben yapıyoruz bu espirileri:)yine onları yaptık(her zamanki gibi) şarköy tabelası görününce şarköy şarkısını söylemek ve ardından da babaannenin lafı:amam be rıfkıcım her sene her sene hiç unutmuyorsunuz ya:) demesi. ikinciside köyün yakınlarında karahisar köprüsünün tabelasını görününce karahisar kalesi şarkısını söylemek ve yine babaannenin lafı.(bu tabelaların arasında epey km yol var o yüzdende hep komik oluyo:)bide bu sene yeni bişey öğrendim babanın halası saadet halanın eşinin köyünün tabelasının yanından geçerken de seyfetttiiiinnn diye bağırıyorlarmış yıllardan beri. belki saçma ama bence güzel şeyler bunlar yolculuğu daha renkli ve hale getiriyor...


artık köy yoluna girmiştik keşan 'dan sonra ainos-enez :58 tabelasından içeri girdikten sonraki yol,çok güzel bi yol aynı zamanda da biraz tehlikeli bazı yerlerde rampalardan dolayı görüş mesafesi bazen yok denecek kadar azalıyor.o yüzden çok dikkatli olmak gerkiyor.
ama yinede çok güzel bi yol.yolun belli yerlerinde bize artık sarıdan kahverengine dönen günebakanlar eşlik etti.çok hoş bi görüntü.(sarıyken daha güzel sanki ama böylede hiç fena değil.)

İlerledikçe büyük ve tarihi meşe palamutu ağaçlarıda eşlik etmeye başladı bize.nasıl güzel bi görüntü anlatamam...şeker deden bu ağaçların çok eski olduğunu söyledi.ancak bu köklü ağaçlar kesilip yerine çam ormanları yapılmış çok üzücü diye bahsetti deden.çünkü çam ormanlarının dibindeki toprak ölü toprak oluyormuş bitki yetişmediği için hayvanlarda otlamıyormuş:(
neyseki bazı köylerin halkı akıllı davranıp bu değerli ağaçları koruma altına almışlar.
biraz daha ilerledikten sonra çok büyük meşe palamutu ağaçlarının yanında durduk deden dediki bu ağaçlar 800 yaşındaymış gövdelerinin çaplarıda 2 metre civarındaymış çok ilginç. bende seninde bi resmin olsun dedim o heybetli ve görkemli ağaçla yıllar sonra baktığında ve o yerlere gittiğinde hep anarsın diye.inş.(bu kadar ayrıntıyıda senin ilginç bilgilere dergilere doğaya olaan merakından dolayı girdim.çünkü baban sesinle kendi bildiği ve ilgisini çeken bütün doğayı anlatıyor sen de hep merak ediyorsun maşaaallah. vahşi hayvanları ve nerde yaşadıklarını ,ormanlarla ilgili dergiler vs.)inş. hep böyle meraklı ve çabuk öğrenen bi çocuk olursun canım benim.

Böyle güzel ve ilginç yolculuktan sonra nihayet köye vardık. babanın babaannesinin evine gittik (hep oraya gidiyoruz) süpper bi bahçe, rengarenk çiçekler,meyve ağaçları,gugucuk kuşlarının sesleri.... daha kelime bulamıyorum artık anlatmaya öyle güzel işte.gittiğimizdede saadet halalar incir toplamaya gidiyorlardı düştük onların peşine hep beraber incir toplamaya.dört yıldır bende ilk defa gittim. çok güzel ve eğlenceli(hatta çanakkaleye dönerken kendimizede toplamaya gittiğimizde ağaca bile çıktım yıllar sonra, ne güzel ya böylesine özgür olmak çok güzel bi duygu ağaça çıkmak.)
bir sürü incir topladık kocaman kocaman bir sürü incir ağaçları vardı.yani eğlenceli bi başlangıç oldu bizim için köy, tatil için...Sende çok sevdin incir toplamayı canım kızım benim ağaca bile çıktın.mest oldun incir bahçelerinde.zaten bu tatillerin sık sık olması hep senin için .apartman hayatı zor oluyo ne kadar hergün parka çıksakta bahçeli ev gibi olmuyor. çok şükür babanın böyle bi yerde köyü var ve anneanneler bahçeli bi evde oturuyor.çok şükür ki bizde sık sık gidebiliyoruz.


(okurken sizde oralardaymış o yollardan geçiyormuşsunuz gibi olsun diye biraz ayrıntılı yazdım:)